22 Haziran 2009 Pazartesi

HUKUK VE TOPLUM


Bugünlerde artan suç oranları gösteriyor ki kanunlarımızın getirdiği yaptırımlar yeterli olmamakta; hafifletici nedenlerden faydalanan suçlular az bir cezayla kurtulmakta. Bu da suç oranının artmasına neden oluyor. Fakat asıl önemli nokta toplumdaki eğitim eksikliği ve buna paralel olarak olarak işlenen suçlar. İstediğimiz kadar kanun çıkaralım, buna uyulmadıktan sonra kağıt üzerinde kalan kanunların hiç bir fayda getirmeyeceği aşikardır; kanunların toplum için ne kadar önemli olduğu, uyulmadığı takdirde cezanın kaçınılmaz olduğu toplumca benimsenmelidir. Sadece cezadan kaçınmak için değil, aynı zamanda ahlak bunu gerektirdiği için suç işlenmemesi gerekliliği de benimsenmelidir. Bilindiği üzere ahlaka aykırı her fiil suç değildir, ancak her suç ahlaka aykırılık teşkil etmektedir. Bu bilinç yerleşmelidir.

Bütün bunlar bir yana yasak getirmek ve kanun çıkarmak yeterli değildir, bunu son günlerde ortaya çıkan internet siteleriin yasaklanmasını örnek gösterebiliriz. pek çok internet sitesi yasaklanabiliyor, ancak bu sitelere ulaşmanın bir yolunu bulan yurdum insanı yine de sitelere ulaşabiliyor. Ayrıca Atatürk'e hakaret gerekçesiyle bir site kapatılıyor ve bu site tüm dünyaca kabul görmüş bir site siz bu siteyi yasaklıyorsunuz, toplumda Atatürk'e olan sevgi ve bağımlılık varsa zaten yasaklamanın bir anlamı olmaz benim kanaatime göre. Çünkü toplumda o bilinç yerleştyise zaten yasak getirmeye gerek kalmaz tepkimizi sonuna kadar gösteririz. Fakat tepki siteyi kapatarak değil, siteye yorum yazılarak getirilir, yeterince bilinç oluştuysa zaten o sitede o video izlenmez. Bu sadece bir örnek aslında bu ve buna benzer pek çok örnek var bizdeki yasakçı zihniyete...

Benim bizzat şahit olduğum konuşmalar var, bazı insanlar hapishanede yiyecek ekmeğim olur diyerek suç işliyor ve bunların sayısı hiç de az değil. Elbette hapishane koşulları iyi olmalı; fakat hapishaneler rahat etme yeri değil ceza çekme yeri. Yine kamuoyunda bir araştırma yapılsa hapishanelerin rahat ortamlar olduğu yönünde bir kanaat olduğu herkes tarafından görülecektir. Ceza hukuku alanında bir reform yapılması gerekliliği, ceza kanunumuzun salt AB uyum programı şeklinde değil de hem AB ye hem de ülkemize göre bir ayarlama yapılması gerekliliği anlaşılmaktadır. Ayrıca getirilen kanunların toplumun her kesimince kabul görmesi ve her kesime eşit bir şekilde uygulanması, kanunların sadece kağıt üzerinde kalmaması gerekmektedir. Bu yöneticilerinde yönetilenler gibi hukuk kurallarına uyduğu hukuk devletinin gereğidir. Bunun sağlayıcısı sadece hukukçular değildir, hukuk bilincini aşılayan eğitimciler, kanun koyan yöneticiler ve bireyleri yetiştiren ailelerdir.