30 Temmuz 2008 Çarşamba

ANAYASA MAHKEMESİ'NDEN BEKLENEN KARAR


Çoktandır yazmıyordum daha doğrusu yazamıyordum çünkü ders çalışıyorum. Fakat bugün önemli bir açıklama yapıldı, tüm gözlerin çevrildiği anayasa mahkemesi gece gündüz çalıştı ve son gelişmelerin de etkisiyle beklenilen karar alındı. Anayasa Mahkemesi'nin omuzundaki yük gerçekten ağırdı, çünkü alınan karar sadece hukuki değil ülkenin tüm çıkarlarını etkileyecek nitelikte.

Spekülasyonlar, provakasyonlar ve öldürülen masum insanlar; tüm bu olaylar neden gerçekleşti diye soracak olursanız benim aklıma örgüt falan gelmiyor. Evet bahsettiğim olay Güngören deki patlama... Benim kendi kanaatim bu olayı gerçekleştiren AKP nin kapatılmasını istemeyen dış güçlerdir. Hiç bir şekilde AKP'nin ilgisinin olmadığı açıktır; fakat dış destekli olma ihtimali göz ardı edilmemeli. Bizim ülkemizin istikrarı her zaman zedelenmeye çalışılmaya devam ediyor; ancak alınan karar istikrarı destekleyen niteliktedir.

Milletin çoğunluğunu almış ve kurucusu tarafından da belirtildiği üzere kayıtsız şartsız bir egemenliğe sahip olan bir ülkede milletin büyük bir çoğunluğunun desteğini almış bir partinin kapatılmasının söz konusu olması bile gelişmiş ülkeler tarafından hayretle karşılanmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin üyeleri kapatma kararını almamaışlardır; fakat üyelerin çoğunluğu kapatma kararı yönünde oy kullanmış ayrıca 10 üye hazine yardımının kesilmesi yönünde oy kullanmıştır. Bu da hazine yardımının kesilmesine neden olmuştur, tabi iki de birinin kesilmesi kararı alınmaktadır.

Laiklik ilkesi karşıtı eylemlerin odağı haline gelen bir parti şeklinde üyelerden onunun görüş bildirmesi de ayrıca tartışılmaktadır. Anayasa Mahkemesi uyarı niteliğinde bir karar almıştır. Alınan bu karar parti kapatmanın zorlaştığı sonucunu ortaya çıkarmaktadır, fakat kesinlikle parti kapatmanın şarlarının demokratik düzen gereği değişmesi gerekmektedir.

13 Temmuz 2008 Pazar

SİVASSPOR ÜST TURDA


Inter-Toto Kupası rövanş maçında sahasında karşılaştığı Karadağ'ın OFK Grbalj takımını 1-0 yenen Sivasspor bir üst tura yükseldi. Yiğidolar kendine yakışanı yapmaya devam ediyor, Sivasspor'u UEFA'da mücadele ederken görmek isterim. Sizler de aynı fikirdesiniz eminim.
İlgili aramalar: spor - sivasspor - sivas - sivasspor - sevgi

HAYAT SINAV MI?




Bu hafta OKS sonuçlarından sonra Üniversite sınavının sonuçları da açıklandı. Sınav sınav sınav günümüzün en büyük stres nedenlerinden birisi de sınavlar. Sınav zor deyince aldığımız klasik bir cevap var "Hayat zaten bir sınav." Eminim bu cevabı her Türk duymuştur.


Sınavla gözünü açan Türk genci sınavla gözlerini kapatacak gibi, en verimli çağlarını sınav stresiyle geçiren Türk Gençliği sosyal faaliyetlerden uzaklaşmak zorunda bırakılıyor ve gün geliyor bir yay gibi sıkıştırılan duygular patlak veriyor. Dersanelerin kapatulması ve MEB bağlı okulların etkinliğinin artırılması için yeniden değiştirilen sınav sistemi öğrencileri dersanelere daha fazla bağlamaya başladı. Bu da gençlerin yarış atı gibi görülmesine neden olmuyor mu? Parası olan çocuğunu dersaneye gönderiyor parası olmayan ne yapacak peki? 6. sınıftan sınav stresiyle karşılaşan çocukların psikolojisi de ayrı mevzuu.


Tek sınav olması elbette kötü bir durum fakat görülüyor ki bu şekilde olması da kötü sonuçlar doğurabiliyor. Uzun lafın kısası hayatta herşey sınav değil, sınavlar hayatın sonu değil; fakat illa da ben sınav sonucuma bakacağım diyorsanız buyurun:)
OKS SONUÇLARI
OSYS SONUÇLARI

9 Temmuz 2008 Çarşamba

TERÖR MAĞDURUYUZ


Ülkemiz yeni bir terör saldırısı ile karşı karşıya kaldı, saldırıyı düzenleyenlerin hangi amaca hizmet ettikleri belli değil fakat Türkiye'nin zayıf bir döneminden yararlanmak istedikleri gayet açık. 3 polisimizi şehit verdik, masum 3 polis...

ABD İstanbul Başkonsolosluğu'na düzenlenen bu terör saldırısı henüz 15 gün önce göreve başlamış olan 2 genç polisin yaşamına mal oldu. Evet 3 polisten ikisi görevlerini yeni devralmışlardı...

Bütün bunlar bir kenara acar muhabirlerin yapmış oldukları işgüzarlıklar çok ilginç. Neden görgü tanıklarının isim ve soyisimlerini alalade verirler anlamış değilim. Hatta görgü tanıklarının görüntülerinin kameraya yansıması bile doğru değil bence. Görgü tanıklarının açık hedef haline getirilmesi çok saçma, unutmayalım ki bu bir yangın ya da buna benzer bir olay değil; bir terör saldırısı...

Olayı gerçekleştirenlerden birisi olay mahallinden kaçmış ve aramalar devam ediyor, kesin bir açıklama yapmaktan kaçınıldığı için olay hakkında ayrıntılı bir bilgimiz yok; bilinen şu ki bir terör saldırısı... Başımız sağolsun.

8 Temmuz 2008 Salı

HOŞGELDİN GUİZA GÜLE GÜLE AURELİO


Fenerbahçe'nin resmi internet sitesinin yapmış olduğu açıklamaya göre İspanya milli takımının ve Mallorca'nın gözdesi Daniel Güiza ile Fenerbahçe arasında 4 yıllık sözleşme imzalandı. Hocası ile uyum sağlaması konusunda herhangi bir çekincem olmamakla birlikte inşallah takım arkadaşları ile de uyum sağlar ve Fenerbahçe'ye yararlı bir oyun sergiler. Deivid'in yokluğunda büyük sıkıntı yaşanacağı açık; fakat Fenerbahçe'nin kadrosu alternatiflerle dolu, büyük bir futbol kulubüne de bu yakışır. Eksiklikleri bahane etmeden yoluna devam edebilmelidir, Euro2008 Türk futboluna bu konuda büyük bir ders verdi eksiklerle de mücadele edilebileceğini tüm dünyaya gösterdi.
Aurelio'nun ise İspanya'nın Real Betis takımı ile anlaştığı gündemde, inşallah kendisi ve Fenerbahçe kulübü için iyi olan budur. Guiza hatırlanacağı üzere Yunanistan maçında İspanya'ya 3 puanı getiren golü attı işte o gol:

Ayrıca Barcelona'ya attığı golü de es geçmek olmaz:


7 Temmuz 2008 Pazartesi

DİNK DAVASI BASINA VE İZLEYİCİYE AÇILDI


Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin bugün devam edilen dava ilk kez izleyici ve basına açıldı. O.S'nin 18 yaşını doldurması nedeniyle daha önce verilen 'kapalı duruşma' kararı değişti ve duruşma açık duruşma haline geldi. Karar icabı daha önce duruşmaya katılamayan basın mensupları ve izleyiciler duruşmaya katıldı.

Duruşmaya katılanlar olunca haliyle içerde geçen hadiseler dışarı yansıdı ve hayli ilginç olayların yaşandığı söylendi. Şimdi O.S. değil herkesin bildiği Ogün Samast ve Yasin Hayel arasında geçen küfürlü konuşmalar ve hukuku hafife alan ifadeler herkesi şaşırttı. Örgüt kurmadıklarını iddia eden tutuklular birbirleriyle söz düellosuna giriştiler. fakat hukuk adamları sonuç olarak bir delil elde etmiş değiller bu davanın da nasıl sonuçlanacağı merak konusu.

Yasin Hayel'in duruşma salonunun penceresinden dışarı doğru BBP lehine bağırması da tartışılacak ayrı bir konu. fakat herkes gözüyle görüyor ki memlekette insanımız birbirine düşürülmeye çalışılıyor. Türk halkına düşen görev ise birbirine düşmemek, vatanı sevmek insanı sevmektir; devleti sevmek halkı sevmektir. Bu yüzden aynı toprak parçasını paylaştığımız kardeşlerimize sevgi gösterelim, biz birbirimize kin duydukça dışardan müdahaleler her zaman güç kazanacaktır.

6 Temmuz 2008 Pazar

ERGENEKON MALZEMEYE KON


Dillerde sakız haline gelen bir kelime var artık "ergenekon". Bu kelime aslında bir Türk destanı fakat nedense bir terör örgütü bu isimle anılmakta, herşey bir kenara dursun tüm medyanın malzemesi haline gelmiş durumda ergenekon Türk Milleti'ni kutuplaştırmak için kullanılıyor. Bu kutuplaşma son yıllarda kendini iyice göstermeye başladı. Bir tarafta laikler, diğer tarafta laik olmayanlar; halbuki laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Din ve devletin birbirinden ayrılması rejim için söz konusu olduğuna göre kişiler değil devletin laikliği söz konusudur. Fakat kişilerin de laik bir devleti savunması gayet doğaldır, bunu sadece belli bir çevreye mal etmek büyük bir yanlıştır.


Türkiye'de erkler ayrılığı vardır, bu ayrılığın sözde değil özde olması hepimizin arzusu. Yasama, yürütme ve yargı birbirinden ayrılır, yargı bağımsızdır. Peki günümüzde yargı bağımsız mı? Son günlerde ortaya çıkan ve ülke gündemini meşgul eden olaylar gösteriyor ki yargının bağımsızlığı tartışılır hale gelmiştir. Topluma gündemde olan iki dava karşılık davalarmış gibi aksettirilmeye çalışılıyor. Akp ye açılan kapatma davasını açanların görüşü ve ergenekon örgütüne dava açanların görüşü zıt görüşlere sahip insanların çatışması şeklinde algılanıyor. Halbuki hukuk ve siyaset birbirine zıt olan iki kavramdır. Siyasetin yönlendirdiği bir hukuk düzeni keyfi bir düzene doğru götürmektedir toplumu.


Yasa koyucu yasama organı olan meclistir, meclis halkın seçtiği temsilcilerden oluşur; bunu bizlerde biliyoruz herkes biliyor diyenler çıkabilir ancak nedense bazıları gerçeklere gözünü kapamış durumda. Seçimle iş başına gelen bir hükümetin düşürülmesi yine demokratik yollardan olmalıdır, buna zıt bir hareket ne hukuka ne de siyasi ahlaka sığar. Bugün ülkemizde görülen iki davanın sonucu sadece hukuku değil tüm toplumu ilgilendirmektedir. Bu yüzden hukukun güvenirliğini sarsmayan kararlar tüm toplum için de uygun kararlar olacaktır, bunda toplumun her kesimi hemfikirdir.


Geçmişte ihtilaller öncesi yaşanan olaylara benzer olayların yaşatılmasını sağlamak için çabaların gerçekleştiği bir gerçektir. Ayrıca bundan faydası olanlar da bellidir, ergenekon malzemesini iyi değerlendirmek isteyen dış güçler de her daim mevcut olacaktır. Türk Toplumuna düşen görev ise dış güçlerin istediği malzemeyi ellerine vermemektir.

5 Temmuz 2008 Cumartesi

TFF BAŞKANI HASAN DOĞAN'I KAYBETTİK

Rekor oyla iş başına gelen ve Euro2008 de göğsümüzü A milli takımının başarısıyla kabartan Hasan Doğan'ın kalp krizi geçirdiği duyumunu aldım. Gerçekten böyle bir olayın varlığına inanmak istemiyorum açıkçası, Bodrum'da kalp krizi geçirmesi sonucu yaşamını yitirdiğini açıkladılar, ancak komplo teorileri de akla gelmiyor değil. Başımız sağolsun...

4 Temmuz 2008 Cuma

GOOGLE'A KIRKPINAR YARAŞIR


Google anasayfasını güreş motifiyle süsledi. Bu yıl 647.si düzenlenecek olan "Kırkpınar yağlı güreşleri" en eski güreş festivallerinden biridir. Her ne kadar resimde görünen güreşçiler bizim güreşçilerden daha cılız gözükseler de google güzel birşey yapmış bizlere de teşekkür etmek düşer. Ata sporumuz olan güreş günümüzde futbolun gölgesinde olsa da hala içimizde güreş sevgisi yediden yetmişe bulunmakta. Kırkpınar yağlı güreşleri ile ilgili bilgi almak isteyenler:

AK PARTİ SÖZLÜ SAVUNMASINI VERDİ


Devlet Bakanı Cemil Çiçek tarafından Anayasa Mahkemesi'nde yapılan ve altında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası bulunan sözlü savunmanın yazılı metni yayınlandı. Beklenen savunmanın tam metnine ulaşmak için:

3 Temmuz 2008 Perşembe

ERGENEKON DARBESİ


Darbe söylentileri aldı başını gidiyor, anamuhalefet liderimiz de korku devleti yaratılmak istendiğini söylüyor. Peki korku devletini ortaya çıkaran şahıs kendisi değil de kim? Nükleer Santral gibi etrafa tehlike saçan Erdoğan'ı cumhurbaşkanlığına aday olma diye tehdit eden kişi kim?

Erdoğan'ın aday olup olmamasının uygunluğu tartışılabilir fakat ortada bir gerçek var ki uzlaşma isteyenler bunu sadece sözde isteyenlerdir. Ordunun darbe yapmasından da en başta fayda görecek kişinin kim olduğu da aşikardır. Bu yüzden fazla bir söz sarfetmeye gerek yok.

Televizyon, radyo ve internet gibi araçlar sayesinde artık halkımız her türlü olaydan haberdar olabilmekte ve doğru ve yanlışı rahatlıkla tartabilen halkımızın gözüne perde çekmek kolay değil. Halkı ikiye bölüp bundan faydalanmak isteyen çıkarcılar yakayı ele verdi ancak onların yandaşları olan TV kanalları avukatlık yapmaya devam ediyorlar ancak farkında değiller hem kendilerine hem de onlara puan kaybettiriyorlar. Örneğin bir gazeteci olmak suç işlemeye engel değildir. Bu durumu bir sivil darbe olarak nitelendirenler ise bazı şeylerin farkında değiller halk zaten sivil darbeyi seçim sandığında yapmış, bundan daha büyük sivil darbe olur mu?

Gözaltına alınanlardan çok bugün AKP tartışma konusu yapılmış durumda ben bunu bir türlü anlamış değilim oysa asıl tartışılması gereken darbe girşiminde bulunanların bunu hangi güce dayanarak yaptığı? Türk tarihinde bu senaryolar daha öncede yazıldı ve çizildi ve perdeye aktarıldı, ancak görülüyor ki bu sefer iş sadece senaryoda kaldı.

Atatürk ve laiklik üzerinden siyaset yapanlar toplumu laiklik ve Atatürk'ten soğuttuklarının farkında değiller. Bu değerlere sahip çıktığını söyleyenlerin kasasından eurodan başka birşey çıkmıyor bu ne yaman bir çelişki tartmak ve gerçeği anlamak yine bizlere düşüyor. AKP kapatma davasının ve ergenekon davasının bir an önce sonuçlanması halkımız için en iyisi olsa gerek.

1 Temmuz 2008 Salı

KENE HARİTASI

Bu konunun uzmanı ben değilim ancak keneden canımız çok yandı. Kimi söylentilere göre tavukların kuş gribi nedeniyle yok edilmesi kimilerine göre ise dış güçlerin ülkemize bu belayı sarması kene nüfusunu artırdı; ortada bir gerçek var ki yeterince bilinçlendirilmiyoruz. ayrıntılı bilgi için:
http://www.kirim-kongo.saglik.gov.tr/ adresine ulaşabilirsiniz.
Kene yüzünden ölenlerin sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor, bunun yanısıra tedbir alınmak istenirken kene sayısı artmaya devam ediyor. İlaçlama faaliyetleri kapsamında yapılan faaliyetler sonucu keneler öldürülmek istenirken bununla birlikte keneleri yiyen canlılar da yok ediliyor ve böylece istenmeyen sonuç meydana geliyor; yani yine keneler çoğalıyor.
Türkiye'de ne zaman bu tarz bir vakıa gelişse hep dış mihraklar suçlanıyor; ancak nedense bizim insanımızın yapmış olduğu hatalardan hiç bahsedilmiyor. Bunların başında çiftçimizin yaptığı bilinçsiz ilaçlama, çiftçilerimiz zararlı böcekler diye tabir ettiğimiz tarım ürünlerine zarar veren canlılar öldürülmek istenirken bunun yanısıra diğer canlılar da zarar görebiliyor. Hem şunu da bilmeliyiz ki zararlı tabir ettiğimiz canlıların pek çok faydası olabilir, bilinçsiz insanoğlu da bunun farkında değil; ne zaman ki açlık ve susuzluk başımıza vuracak işte o zaman bilinçleneceğiz işte o zaman çok geç olacak.