3 Temmuz 2008 Perşembe

ERGENEKON DARBESİ


Darbe söylentileri aldı başını gidiyor, anamuhalefet liderimiz de korku devleti yaratılmak istendiğini söylüyor. Peki korku devletini ortaya çıkaran şahıs kendisi değil de kim? Nükleer Santral gibi etrafa tehlike saçan Erdoğan'ı cumhurbaşkanlığına aday olma diye tehdit eden kişi kim?

Erdoğan'ın aday olup olmamasının uygunluğu tartışılabilir fakat ortada bir gerçek var ki uzlaşma isteyenler bunu sadece sözde isteyenlerdir. Ordunun darbe yapmasından da en başta fayda görecek kişinin kim olduğu da aşikardır. Bu yüzden fazla bir söz sarfetmeye gerek yok.

Televizyon, radyo ve internet gibi araçlar sayesinde artık halkımız her türlü olaydan haberdar olabilmekte ve doğru ve yanlışı rahatlıkla tartabilen halkımızın gözüne perde çekmek kolay değil. Halkı ikiye bölüp bundan faydalanmak isteyen çıkarcılar yakayı ele verdi ancak onların yandaşları olan TV kanalları avukatlık yapmaya devam ediyorlar ancak farkında değiller hem kendilerine hem de onlara puan kaybettiriyorlar. Örneğin bir gazeteci olmak suç işlemeye engel değildir. Bu durumu bir sivil darbe olarak nitelendirenler ise bazı şeylerin farkında değiller halk zaten sivil darbeyi seçim sandığında yapmış, bundan daha büyük sivil darbe olur mu?

Gözaltına alınanlardan çok bugün AKP tartışma konusu yapılmış durumda ben bunu bir türlü anlamış değilim oysa asıl tartışılması gereken darbe girşiminde bulunanların bunu hangi güce dayanarak yaptığı? Türk tarihinde bu senaryolar daha öncede yazıldı ve çizildi ve perdeye aktarıldı, ancak görülüyor ki bu sefer iş sadece senaryoda kaldı.

Atatürk ve laiklik üzerinden siyaset yapanlar toplumu laiklik ve Atatürk'ten soğuttuklarının farkında değiller. Bu değerlere sahip çıktığını söyleyenlerin kasasından eurodan başka birşey çıkmıyor bu ne yaman bir çelişki tartmak ve gerçeği anlamak yine bizlere düşüyor. AKP kapatma davasının ve ergenekon davasının bir an önce sonuçlanması halkımız için en iyisi olsa gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder