27 Ocak 2009 Salı

GAZZE'DE VAHŞET


İsrail, dünya kamuoyuna genel olarak bir "yahudi devleti" olarak yansıtılmaktadır. Gerçekte "yahudi ırkının üstünlüğü" anlayışı üzerine kurulmuş bir devlet olmakla birlikte ideolojik kimliği dini kimliğinden önce gelmektedir. Hatta bu özelliğinden dolayı ortodoks yahudiler İsrail'i Tevrat'ta vaad edilen yahudi otoritesi olarak görmezler.
İsrail'in ideolojik kimliğini doğal olarak siyonizm biçimlendirmiştir. Çünkü bu devlet ilk adımı 1897 Basel kongresiyle atılmış olan siyonist hareketin bir ürünüdür. Bu itibarla İsrail'in tarihini siyonist örgütlenmenin ortaya çıkmasından itibaren başlatmak daha yerinde olur. Dolayısıyla 29 Ağustos 1897 - 14 Mayıs 1948 arasındaki elli küsur yıllık dönem siyonizmin kendine bir devlet hazırlama sürecini, ondan sonrası bu devletin fiilen ortaya çıkma ve ayakta kalma sürecini oluşturmaktadır

Karşılıklı ateşkesin ardından bir israil askerinin öldürülmesiyle İsrail saldırılarına yeniden başladı. Ölen bir asker bahane mi? Orası meçhul ancak yine hedef siviller. Biz ne yapabiliriz ki diyerek bir kenara çekilmek Türkiye topraklarında yaşayan hiç kimseye yakışmaz. Elimizden gekeni yapmak boynumuzun borcu, belki İsrail mallarını boykot ederek işe başlayabiliriz. En azından kontrolden çıkmış İsrail'i bir nebze de olsa zarara uğratmış oluruz. Arkadaş çevremizde toplayacağımız üç beş kuruşu bölgeye gönederek işe başlayabiliriz.Biliyorum günümüzde yardım toplayan kuruluşlara karşı çekincelerimiz var; fakat bir çürük elma yüzünden bir kasa elmayı çöpe dökmek çok yanlış bir hareket. Her kurumda ve kuruluşta yanlış yapan insanlar olabilir, zaten bu nedenle mahkemeler var. Gerekeni Türk adaleti yapacaktır.Konuyu fazla dağıtmadan sadede gelelim, İsrail'de yaşananlara göz yumamayız; orda öldürülen biz de olabilirdik...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder