23 Aralık 2009 Çarşamba

HAKİMLİK-SAVCILIK SINAVI


Sınavlardan kaçmanın imkansız olduğu bir ülkede yaşıyoruz, ne kadar "s" varsa kaçırmıyoruz. Ales, Lys, Öss, kpss... Neyse bari bizim sınavın ismini kısaltmamışlar. Hakimlik-savcılık sınavına girmek için hukuk fakültesini bitirmiş olmak yeterli; fakat o fakülteyi bitirmek büyük çaba istiyor tabiiki. Bu sınava girmek zorunda değiliz; ancak girmezsek önümüzde avukatlık tercihi kalıyor ve avukatlığın statüsünü hepimiz biliyoruz. Toplumda verdiğimiz izlenim belli, daha önceden de belirtmiştim. Üniversitede okurken sorduklarında bölümümü verdiğim cevaptan sonra aldığım tepki:

"Yalancı olacaksın he mi?"

"yok amca ben yalan söylemem"

"söyletirler yavrum söyletirler." aklıma geldikçe gülüyorum, gülmemek elde mi? Aslında ağlanacak halimize gülüyoruz, idealist geliyoruz; fakat zamanla yontuluyoruz. Şekil alıyoruz ve bir anda o statüye biz de giriyoruz. İdealist olunca da avukatlık mesleği pek sıcak gelmiyor insana, bu yüzden bu sınava yöneliyoruz. Hiçbirşeyin garantisi olmadığı gibi bu sınavın da garantisi yok yok tabiiki, sınavdan sonra bizi bekleyen karanlık bir mülakaat var. Karanlık diyorum, çünkü en düşük memurluktan tut en yüksek dereceli memurluğa kadar torpil dönüyor. Hükümet değiştikçe torpilin rengi de değişiyor, insanlar bukelemun olamayacağına göre siyasi görüşü farklı olanlar umudunu kaybediyor. Durum bundan ibaret olunca puanlar çok iyi de olsa kendine güvenemiyorsun. Dillere pilesenk olmuş "burası Türkiye" lafını söyleyip geçiştiriyorsun.

Belki birgün herkes hak ettiği makam ve mevkiyi alır da ülkemiz yaşanacak bir coğrafya olur. temenniden başka elimizden gelen birşey yok maalesef.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder