11 Ocak 2010 Pazartesi

KRİZ TOPLUMU


Ülkemizde ekonomik sıkıntılar beraberinde sosyolojik sıkıntılar getirmeye başladı. Türkiye'de böyle şeyler yaşanmaz dediğim olaylara tanık olmaya başladık. Bunlardan birini de dün yaşadık, 5 yaşındaki bir çocuk dilenmediği gerekçesiyle işkence görmüş, öldüresiye dövülmüş. Bu hangi vicdana sığar? Hangi akıl bunu kabul edebilir?


Vatandaş ekonomik sıkıntının yanında artık yetinmeyi bilmiyor, kapitalizmle birlikte tüketici toplum haline gelmiş durumdayız. Bizleri hep tüketmeye alıştırıyorlar. Mağazaların ağzına kadar dolu olması da bunu gösteriyor zaten. Vatandaşın cebinde para olmadığı halde kredi kartlarına sarılıyor ve harcadıkça harcıyor. "Herkeste var, herkes alıyor" gibi sözler bizleri yönlendiriyor, daha fazlasını alınca daha mutlu olacağımızı zannediyoruz; fakat yanıldığımız bir gerçek. Daha fazlasını elde etmek uğruna, ahlakı çiğniyoruz, borç altına giriyoruz ve daha neler neler... Peki elde ettiğimiz ne? İstediğimiz şeyi elde ettikten sonra gözümüz başka bir şeye kayıyor. İnsanoğlunun ihtiyaçları tükenmez, buna sonuna kadar katılıyorum; fakat eskiden insanların bu kadar ihtiyacı yoktu. Evlerde çok fazla eşya yoktu, evler küçüktü belki ama insanlar daha fazla huzurluydular.


Köyden kente göçün yaşanmasıyla birlikte, şehirdeki zengin insanlara özentiler yaşandı. Bu yüzden bazıları kısa yoldan zengin olmaya çalıştılar, ya da iş bulamayınca bu tür girişimlere başvurdular ve 5 yaşındaki çocuğu dilenmediği için işkence yapar hale geldiler. Maalesef, kurallar koymak hiçbir zaman çözüm getirmez. Anne-baba çocuğunu dilendirdiği için kanunlarımıza göre suç işliyor doğru. Fakat onları suça iten nedenler ne? Bunları da ortadan kaldırmak gerekli değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder