20 Ocak 2010 Çarşamba

KÜLTÜR BAŞKENTİ İSTANBUL


Bir başkadır İstanbul, tarihle yoğurulmuş bir kültür abidesi. 2010 Kültür Başkenti oldu İstanbul, peki bu çok fazla sevinilecek ve abartılacak birşey midir? Yoksa sıradan ve basit midir? Bunu anlamak o kadar da zor değil aslında. Çünkü İstanbul tek başına bir kültür başkenti değildir, kendisiyle birlikte bir kaç şehir daha kültür başkenti olarak seçilmiştir. Hatta bu başkentler arasında İstanbul 2. sırada yer almıştır. Bizim aydınlaımız ise bambaşka şeyleri tartışıyorlar, neymiş efendim bizi bölmeye çalışıyorlarmış...

Bizim başkentimiz Ankara'ymış ve İstanbul kültür başkenti olduğu için halk ihtilafa düşecekmiş. Nedir bu korkutma psikolojisi anlamadım gitti. Biz böyle küçük şeylerden bölüneceksek, neden bir aradayız ki? Böyle ufak tefek şeyler bizi bölmeye yetmez. Zaten şu bölünme fobisinden bir kurtulsak, herşeyi halledeceğiz. Gelişmeye başlayacağız, kültürlü olmaya doğru ilk adımlarımızı atmış olacağız; kültürlü olmak da bunu gerektirmez mi?

İstanbul çok güzide bir şehir, fakat şimdiki haline bir bakalım:

-Nüfus artmış

- İşsizlik artmış

- Suç oranları artmış

- Buna benzer pek çok sorun var. Peki bir kültür başkentine bunlar yakışıyor mu? Elbette yakışmıyor. Her ne kadar da İstanbul'un geçmişi çok parlak da olsa geleceği pek parlak gözükmüyor; çünkü biz İstanbul'a sahip çıkmadık. Planlama yapmadık, gecekondulara konduk, bilinçsiz göçü engellemedik; evet bir kültür başkentiyiz ama hala 3. dünya olmaktan sıyrılamadık. Eski İstanbullular nerde diye soararsanız, onlar şimdi çok meşgul villalarını konduracak araziler aramaktalar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder